Çaybaşı Kanyonu Boru Yolu

12 Haziran 2021 tarihinde sabah saat 07:30’da Niobe Ağlayan Kayadan başlayarak Manisa Spil Dağı Çaybaşı Kanyonuna girdik. Boru yolunu takip ederek kanyon içinde yükselmeye başladık. Kanyon içinde 1.5 km ilerledikten sonra saat 09:30’da GİZLİ ŞELALE’ye ulaşmayı başardık. Burada pankartımızı açıp seremoni yaptıktan sonra kanyon içinden çıkarak Oduncu Yolu civarında yukardan tekrar Çaybaşı Kanyonu içine girdik. Kanyonun belirli bir noktasında öğle molası verdikten sonra tekrar kanyon içinden çıkarak Spil Milli Parkı asfalt yolundan seyir tepesine geldik. Seyir Tepesinde verdiğimiz küçük bir moladan sonra Haydar Deresi Vadisinden Sivrice Tepesine indik. Burada biraz mola verip Manisa manzarası izledikten sonra Manisa Şehir Merkezine inerek faaliyeti sonlandırdık.

Etkinliğin Bütün fotoğraflarına https://www.facebook.com/media/set/?vanity=yavuzALNIAK&set=a.10158756839149652 linkinden ulaşabilirsiniz.

Etkinliğin parkur kaydına https://www.wikiloc.com/hiking-trails/caybasi-kanyonu-gizli-selale-boru-yolu-sivrice-tepesi-anemon-trekking-75641895 adresinden erişebilirsiniz.

Faaliyetlerimizden haberdar olmak ve katılmak için https://chat.whatsapp.com/EstLmUsfztaBqgDSmO8fPZ adresinden Whatsap Duyuru Gurubuna üye olabilirsiniz.

MANİSA TARZANI AHMET BEDEVİ

1899 yılında Bağdat’a 100-125 km kadar kuzeyde olan Samarra şehrinde dünyaya gelmiş Kerkük kökenli bir Türkmendir. Kurtuluş Savaşı’ında savaştığı için kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibidir. Hayatını Manisa’yı tüm Türkiye’ye örnek olacak şekilde ağaçlandırmaya adamış ve yaşadığı süre boyunca binlerce ağaç dikmiştir. Spil Dağında yaşayan ve Manisa sokaklarında üzerinde sadece şort ile dolaşan Ahmet Bedevi’ye halk Manisa Tarzanı adını takmıştır. 1963 yılında hayatını kaybedince Manisa halkınca bir efsaneye dönüştürülmüş, heykeli dikilmiştir. Her yıl ölüm yıldönümü olan 31 Mayıs’da Manisa’da Ahmet Bedevi için törenler düzenlenir. Türk Ordusu’nda hem 1. Dünya Savaşı, ardından hem de Türk Kurtuluş Savaşı’ na katılır. Ancak Kurtuluş Savaşı’ndan hemen önce, Kafkas Cephesi’nde Kazım Karabekir Paşa’nın komutası altında er olarak olarak görev alır. Kurtuluş Savaşı’ nın ardından Türkiye Büyük Millet Meclisince Kırmızı Şeritli (kurdelalı) İstiklal Madalyası ile şereflendirilir. Her resmi kutlamada göğsüne bağladığı bir palmiye yaprağının üzerine bu madalyayı takar ve tören alanına büyük bir gurur içinde katılır. Kurtuluş savaşı sonlarında işgalci düşmanın orduları yurdumuzu terk edişleri sırasında Batı Anadolu’ daki her yeri ateşe verirler. Alevler öyle kuvvetlidir ki Manisa’ nın yemyeşil manzarası katran karasına dönüşür. Tutkulu bir doğa sevdalısı olarak bu durumu üzüntüyle gören Bedevi, savaş sonrasında Manisa’nın manzarasını tekrar yeşile dönüştürmek üzere burada kalmaya karar verir. Askerlik bitmiştir, ancak ona göre bu vatan için ağaç dikmek yeni bir kutsal görevdir. Azimle mücadele ederek bir kaç senede mutlu sona ulaşır. Yoksul ve yalnız bir yaşam geçirir. 1 Haziran 1933’te 30 lira aylıkla bahçıvan yardımcısı olarak Manisa Belediyesi’nin kadrosuna alınır. Kendisi de yoksul olduğu halde Belediye’den aldığı aylığı fakirlere yiyecek ve giyecek almak için harcayacak kadar yardımseverdir. Yaz, kış şortla ve lastik pabuçlarla dolaşır, Sadece üzerine eski gazete sererek kullandığı ahşap bir sedirinin bulunduğu Spil Dağı’ndaki küçük kulübesinde yorgansız, yataksız ve yastıksız uyur. Tek malvarlığı bunlardır. Yaşamında fazla masrafı olmadığından paraya ihtiyaç duymaz, kazancını fakirler için harcar. Bir süre sonra saçını ve sakalını uzatmaya karar verir ve görünümünden ötürü halk ona “hacı” demeye başlar. Başkalarının 25-30 dakikada çıkabildiği Spil Dağın’daki Topkale Tepesine o, lastik pabuçlarıyla birkaç dakikada çıkar, kendi saatine göre saat 12:00 olunca muhtemelen askeriye’den kalma eski bir top arabasından 1 el top atışı yaparak saatin 12:00 olduğunu halka da bildirir. Bu yüzden halktan bazıları ona “topçu hacı” da der. Manisa Tarzanı Ahmet BEDEVİ , 31 Mayıs 1963’te hayata gözlerini yumar.

Manisa Tarzanı Ahmet BEDEVİ

TARZAN TOPTEPEYE TIRMANDIK

7 Nisan 2021 tarihinde Manisa Şehir Merkezinin Güneyinde yükselen, Spil Dağ Sinsilesi içinde 480 rakımlı zirveye sahip, içinde Manisa Kalesi Kalıntılarını ve birçok tarihi eseri barındıran TARZAN TOPTEYE’ye tırmandık. Dağın kuzeybatı kulvarından zirveye yükselerek zirveye çıktık. İnişte dağın güneydoğu sırtından Tarzan Topu ve Kulubesinin olduğu noktaya indik. Daha sonra Avlantı Çeşmesinde Spil Dağ yoluna çıkarak faaliyeti tamamladık.

bitti

ELMA İLE ARMUDU KARIŞTIRMAYALIM !

DAĞCI bir noktadan, başka bir noktaya belirli bir zaman diliminde, o zaman diliminin koşullarında, belirli engelleri, zorlukları aşarak BELİRLİ BİR PLAN DAHİLİNDE ulaşmaya çalışan kişidir.
Herkes DAĞCI olabilir, dağcılık yapabilir. Herkesin dağcılık faaliyeti icra ederken kapasitesi ve dayanıklılığı değişkenlik gösterebilir.
Deneyimli olsun, deneyimsiz olsun, belgeli olsun, belgesiz olsun, herkes dağda KAZA geçirebilir. KAZA her yerde, herhangi bir zaman diliminde olabilir.
Deneyim, tecrübe, eğitim, BİLİNÇ arttırmak içindir. Kaza ve hata oranını düşürür.
BELGE sahibi olmak için EĞİTİME gidilmez. BİLGİ ve ÖN TECRÜBE için eğitimlere gidilir.
BELGE sahibi olmak seni dağlarda korumaz. Edinilmiş, unutulmayan, perçinlenmiş bilgi kaza anında seni korur. Daha fazla zarar görmeni engeller.

AFAD’da çalışıyor olabilirsin,
AKUT’ta çalışıyor olabilirsin,
Orduda JAK, SAT, JÖH, SAS komandosu olabilirsin, üstün hizmet belgelerin olabilir,
TDF eğitimlerini tamamlamış, yaz, kış yürüyüş liderliği belgesi, antrenör belgesi almış olabilirsin, il temsilcisi olabilirsin,
İtfaiyede, profesyonel arama-kurtarma kurumlarında maaşlı çalışıyor olabilirsin,
Onlarca, yüzlerce yüksek dağa, yaz, kış çıkmış, birçok zorluklar görmüş olabilirsin.

Bir DAĞCILIK faaliyetine katılırken geçmişin, profilin ne kadar dolu olursa olsun, faaliyet esnasında, faaliyete katılan HERKES EŞİTTİR, KOŞULLAR, ZORLUKLAR HERKES İÇİN AYNIDIR.

Amaç bir noktadan başka bir noktaya ulaşırken FAALİYETİ, GÖREVİ, eksiksiz, kazasız, zamanında başarı ile bitirmektir.

HİÇ KİMSE BİR DAĞCILIK FAALİYETİNDE MEYDANA GELEN BİR KAZA NEDENİYLE, FAALİYETE KATILAN DAĞCILARI aşağılayamaz, belgesine, bilgisine, donanımına güvenip
uzaktan ahkam kesemez. Orada oluşan koşulları, oluşan özel durumları bilemez.

Belirli bir süre geçtikten sonra edinilen bilgiler ışığında FAALİYETİN KOŞULLARI, MEVCUT DURUM ile ilgili TEKNİK YORUM, DEĞERLENDİRME yapılabilir.

Fakat dağcıya İZİN ALMADAN GİTMİŞ, EĞİTİMİ YOK, BELGESİ YOK, ONUN ORADA NE İŞİ VAR, MALZEMESİ YANLIŞ, MALZEMESİ EKSİK diyerek onu küçümsemek, aşağılamak AHMAKLIKTIR.

NE KADAR TECRÜBELİ OLURSAN OL, NE KADAR BELGEN OLURUSA OLSUN, BELGEN SENİ YÜZDE YÜZ KORUMAZ.

KISACA HERKES BİR KAZAZEDE ADAYIDIR, BUGÜN SAĞLAMSIN, YARIN ENGELLİ OLABİLİRSİN.

HERKESE KAZASIZ BELASIZ DAĞCILIK FAALİYETLERİ DİLERİM.

KAZMAYI NEREDE, NASIL KULLANMALI ?

7 Şubat 2021 tarihinde İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı 2150 rakımlı Bozdağ’a kuzeybatı sırt rotası üzerinden çıkarken 1950 metre rakımda kırmızı elips içinde yeşil nokta ile işaretlenmiş noktada dengesini kaybederek yüzüstü kapaklanan fotoğrafta görülen Rüştü abiyi kurtarmak isterken (mavi aramızdaki klavuz ip 20 metre) kırmızı nokta ben (Yavuz) sol elimde KAR KAZMASINI tutarken sağ elimle klavuz ipi tutuyordum. Sol elimdeki kazmayı bırakmadan iki elimle ipi kavradım. tüm gücümle ipi yukarı doğru çekerek Rüştü abiyi kurtarmaya çalıştım. Fakat ipin yay gibi gerilmesi neticesinde bel üstüne binen enerji nedeniyle ayaklarım yerden kesildi. Parende atarak Rüştü abinin olduğu noktaya düştüm. Ayaklarım yerden kesildiği anda elimdeki kazmayı fırlattım, kendimden uzaklaştırdım. Bulunduğumuz blok kaya üstünde 10-15 cm civarında toz kar vardı. Ayağımdaki kramponlar kayayı iyi kavramış, kayma veya denge bozukluğu yoktu. Bulunduğum noktadaki eğim %25 civarındaydı. Rüştü abinin durduğu noktadaki eğim %15 civarında ama hemen arkasında 2-3 metre yüksekliğinde kaya boşluğu vardı. Rüştü abinin yanına düştükten sonra birlikte taklalar atarak aşağıdaki dere yatağına doğru 340 metre sürüklenerek düşmeye başladık. Düşme esnasında çok sayıda kayaya çarptık. GPS cihazımın kayıtlarına göre kayalara maksimum 45 km/saat hızla, ortalama 23 km/saat hızla çarptık. Düşme süresi 14 saniye. 1950 rakımdan 1820 rakımlı %3 eğimli düz dere yatağına düşerek durduk. Düşme esnasında kafamdaki kask parçalanmıştı. Kafamdaki kask köpük alaşımlı bisiklet kaskıydı. Bu kask beni ölümcül yan darbelerden korudu. Rüştü abinin kafasında maalesef kask yoktu ama çok şanslıydı. Kafasına tesadüfen hiç darbe almadı. Eğer kafaya herhangi bir darbe alsaydı, orada ölebilirdi. Bu kaza faaliyetlerde KASKIN NE KADAR ÖNEM arz ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

KIRMIZI ELİPS içinde kaza geçirdiğimiz kaya bloğunu başarılı bir şekilde geçip YEŞİL ELİPS içinde yükselirken kayarak düşseydik ne yapacaktık ?

Yeşil ELİPS alan içinde herhangi bir kayma, düşme durumuna maruz kalsaydık, kış dağcılık eğitimlerinde anlatılan müfredata uygun olarak yüzüstü pozisyon alıp dizleri yukarı doğru kırıp, kramponların karlı veya toprak zemine takılarak takla atma tehlikesini engelleyerek, kazmayı gögüs hizasında tutarak, kayarak düşme pozisyonunda kontrollü frenleme yaparak durup irtifa kaybını engelleyecek ve ayağa kalkıp dikkatli bir şekilde yükselmeye devam edecektik.

Bu yüzden özellikle kış dağcılığında dağda bulunduğunuz pozisyona göre kaza anında ne yapmanız gerektiğine hızlı bir şekilde üstünüzdeki malzemeye uygun olarak doğru bir şekilde karar vermelisiniz. Düşmeden önce doğru pozisyonu dikkatli bir şekilde soğukkanlılıkla almalısınız.

Eğer kaza geçirdiğimiz kırmızı elips içindeki alanda 10 saniyelik süre içinde elimdeki kazmadan kurtulmaya karar vermeseydim., bu kazma beni ciddi biçimde yaralayabilir, iç organlarımı parçalayabilir. Hatta ölümüme sebep olabilirdi.

KONUYLA İLGİLİ LİNKLER :

  1. https://www.facebook.com/yavuzALNIAK/posts/10158511977584652
  2. https://www.wikiloc.com/hiking-trails/bozdag-kuzeybati-kaza-anemon-trekking-65454266
  3. https://www.facebook.com/yavuzALNIAK/posts/10158508365119652
  4. https://www.facebook.com/yavuzALNIAK/posts/10158507183699652
  5. https://www.facebook.com/yavuzALNIAK/posts/10158504256284652
  6. https://www.facebook.com/yavuzALNIAK/posts/10158486154939652
  7. https://www.facebook.com/events/419120352714946/

2365 METRE ANTALYA TAHTALI DAĞINI KUZEYDEN GÜNEYE TRANS GEÇTİK BÖLGEYE YENİ BİR ROTA HEDİYE ETTİK

Planlı faaliyetlerimizinden Tahtalı Dağı Kuzey Duvarı Tırmanışı (Antalya) faaliyeti için 14 Mart 2020 tarihinde Olimpos Teleferik yolu üzerinde 500 rakımlı bir alana kamp kurduk. 15 Mart 2020 saat 05:15’de kampımızı topladıktan sonra 700 rakımlı Olimpos teleferik tesislerinden saat 07:25’de yürüyüşe başladık. İşaretlenmiş Olimpos-Teleferik Kuzalan yaylası patikalarından 3 km yürüyüp 300 metre irtifa yükseldikten sonra daha önceden planlayarak çizdiğimiz kuzeydoğu sırt rotasına girdik. Sırt rotasından 900 metre orman içinden yükseldik. Orman bittikten sonra %30-%50 arası kısmen batak kardan oluşan kuzeydoğu sırtından 500 metre yükselerek 2320 metre yüksekliğindeki birinci tepeye çıkmayı başardık. Tahtalı Dağının sırt hattından 2365 metrelik asıl zirvesine doğru 2300 bandında 3 tepenin kenarından geçerek saat 18:15’de seremoni yaptık. Olimpos teleferiğin son seferi saat 17:00’de bittiği için dağın güney yüzünden Beycik köyüne inmeye karar verdik. Dağın külahından indikten sonra işaretlenmiş Beycik Likya yolu parkuruna girerek sat 23:00’de Beycik köyüne ulaştık ve faaliyeti sonlandırdık. Faaliyet tamamen sisli ve kısmen hafif yağmur yağışlı bir havada gerçekleştiği için Tahtalı Dağından deniz manzaralı fotolar alamadık. En büyük üzüntümüz bu fakat tamamen kapalı ve sisli bir hava olmasına rağmen YEPYENİ BİR ROTAYI BÖLGEYE kazandırdığımız için mutluyuz. Antalya Tahtalı Dağını Kuzeyden, Güneye bir günde geçen sporcularımız Yavuz Alniak ve Rüştü Keyif‘i tebrik ediyoruz. Hep birlikte nice nice zirvelere.

Yavuz Alniak

Anemon Trekking Spor Kulübü Başkanı